Paris yakınlarında bir ev, önünde de park halinde rüyalardan fırlamış gibi duran park etmiş bir karavan. Evin çevresinde uçsuz bucaksız bahçeler ve anca hayallerde karşılaşılabilecek bir dizayn… Hayal ürünü gibi gelse de buraya gitmek için bir tavşan çukuruna düşmeye gerek yok çünkü burası gerçek ve bir palyaçoya ait.
65 yaşındaki Rus, Slava Polunin palyaçoluk kariyerine yıllar önce başlamış. Bu kariyeri seçmesinde Charlie Chaplin’in The Kid filmine duyduğu hayranlığın etkisi olduğunu söyleyen Polunin, henüz küçük bir çocukken babasının kıyafetlerini giyip Chaplin’i taklit ederek okuldaki çocukları güldürürmüş.
Polunin dünyanın birçok yerinden farklı danslar öğrenmiş ve mesleğini yaparken bu danslardan çok faydalanmış. Ayrıca kariyeri boyunce çizgi film karakterlerini, sarhoş insanları ve hayvanları taklit etmiştir. Hareket etmenin onu büyülediğini belirten Polunin parklarda oynayan çocukları izlemenin ona ilham verdiğini söylemektedir.
Kariyerinde bir çok başarı olan Polunin 1970ler ve 1980lerde devlet televizyonunda dönemin siyasi atmosferiyle çok dalga geçmiş ancak bunu yaparken kelimeleri kullanmadığı için başına bir şey gelmemiştir. Günümüzde ise Polunin dünya çapında 50 ülkede performans göstermiş önde gelen palyaçolardandır.
Ancak Polunin ortalama bir sirk palyaçosu olmaktan çok uzak bir sanatçıdır. Performansları için ciddi şekilde kafa yormakta ve gösterilerini ziyaret ettiği ülkelerin kültürlerine göre yeniden düzenlemektedir.
Hayatının her alanında yaratıcılığı ve eğlenceyi ön planda tutan sanatçı, harikalar diyarı gibi olan evini ziyaretçilere de açmaktadır. Evindeki inanılmazlıklar arasında: kitap ağaçları, içinden gerçilebilen duvarlar, uyuyabileceğiniz çiçek yataklar, dev bir yumurta ev, pembe kanatlı atlar, bir Budist tapınağı vardır ve bunlar başınızı döndürmeye yeter de artar bile.
