Buradasın Ankara Psikolog » Sosyal Fobi » Utangaçlık Tedavisi

Utangaçlık Tedavisi

Yazar: Ankara Psikolog

Davranış değişimde bilişsel faktörün rolünün önemi son yıllarda üzerinde durulan bir konudur. Bilişsel terapiler kaygıyla baş etme eğitimi, bilişsel tekrar yapılandırma prosedürleri, akılcı duyuşsal terapi teknikleri bilişsel- davranışsal bölümü altında incelemiş ve ele almıştır.

Bilişsel modele göre bireylerin, kaygı, utangaçlık, kızgınlık gibi olumsuz duygular yaşamalarının en önemli nedeni, olayların, kendisi değil kişilerin bu olaylarla ilgili beklentileri ve getirdikleri yorumlardır. Kaygıya yol açan, yorum ya da düşünce ise algılanan, fiziksel ya da psikolojik tehlikeyle ilgilidir. Bilişsel modelde otomatik düşünceler ve işlevsel olamayan sayıltılar olmak üzere iki tip hatalı düşünce biçimi söz konusudur. Olumsuz, olumsuz otomatik düşünceler, kişinin kaygılı olduğu belirli durumlarda var olan düşünceler ve hayaller, işlevsel olmayan sayıltılar ise, kişilerin kendileri ve yaşamla ilgili sahip oldukları genel inançlar ve kurallardır. Örneğin, “Benim ne kadar sıkıcı biri olduğumu düşünecekler” gibi.

Utangaç kişiler kendileriyle ilgili endişe yaşarlar ve kendileri hakkında olumsuz düşüncelere sahiptirler. Utangaç kişiler sosyal ortamlardaki hoşnutsuzluğu abartma eğilimindedirler ve başkalarının göstermiş olduğu olumsuz tepkilerden kolaylıkla etkilenirler. Kendileriyle ilgili olumsuz yargılar utangaç bireyin düşük özsaygı geliştirmesine neden olmaktadır. Utangaç kişiler, sosyal ortamlarda kaygıdan ziyade bilişsel anlamda bir rahatsızlık yaşamaktadırlar. Utangaçlıkla ilgili ciddi sorunu olan bireyler, sosyal ortamlara katılamazlar, konuşmakta zorlanırlar ve diğer insanlara az ilgi gösterirler. Bu da onların yalnızlığa itilmelerine ve kendilerini yalnız hissetmelerine neden olur.

Bilişsel terapi görüşmelerinin çoğu danışana, olumsuz düşüncelerini tanıma, sorgulama ve denemeyi öğretmekle geçer. Bu becerilerin kazanılması bilişsel terapinin temelini oluşturur. Otomatik düşünceler diğer alışkanlıklar gibidir. Çok yerleştikleri için doğal gibi algılanır ve tanımları güç olabilir. Otomatik düşünceler, kendiliğinden ortaya çıkar ve bu nedenle kontrol edilmeleri güçtür. Terapinin amacı, aynı tip düşünceleri ortaya çıkarabilmektir. Bireyi yıkıcı duygulardan ve başarısız davranışlardan kurtarmanın yolu, onun, mantık dışı düşüncelerini değiştirmek, kendisi hakkında oluşturduğu başarısız kimliğinden kurtulmasına yardımcı olmaktır. Terapistin başlıca görevi, danışanla yakın bir ilişki kurmak ve onun gerçeği görmesine yardımcı olmayı sağlamaktır. Danışanın değişmeye istekli olması terapinin başarısı için şarttır. Terapide danışanın, geçmişte öğrenilmiş düşünce ve inanç sistemleri üzerinde durulur.
Terapi süreci içerisine, mantık dışı düşünce ve inanç sistemlerinin yerine mantıklı düşünce ve inanç sistemleri koymak esastır.

BU YAZILARA DA GÖZ ATABİLİRSİNİZ

Yorumunuzu Bekliyoruz !