Buradasın Ankara Psikolog » Kişisel Gelişim Ve Yaşam Koçluğu » Yetişikinlikte Arkadaşlık İlişkileri

Yetişikinlikte Arkadaşlık İlişkileri

Yazar: Ankara Psikolog

Arkadaşlık ilişkileri ile ilgili yapılan bir çalışmada yetişkinlerin yeni arkadaşlıklar kurmaya ne kadar sık ihtiyaç duyduğu fark edilmiş. Bu fenomen, başka bir şehre taşınma veya iş değişikliği gibi size eski arkadaşlarınızdan ayrı düşüren olaylardan kaynaklanabileceği gibi; evlenme, boşanma ya da çocuk sahibi olma gibi hayatınızı kökünden değiştirecek olaylardan da etkilenebilir. Belki şimdiye kadar sahip olduğunuz birçok arkadaşlığın kötü sonuçlandığını fark edebilirsiniz. Ama eğer yeni arkadaşlıklar arıyorsanız asla yalnız değilsiniz. Yeni arkadaşlıklar kurma süreci belki başta sizi utandırabilir, zor gelebilir hatta apaçık kafa karıştırıcı olabilir; çünkü karşı cinsle kurulan ilişkilerin aksine arkadaşlık ilişkilerinde herkesçe bilinen kurallar ya da ritüeller yoktur.

arkadaşlık-ilişkileri

Bu gibi sorunlara çözüm bulmak için çeşitli yöntemler geliştirildi, arkadaşlık siteleri de bunlardan biri. Sadece kadınların arkadaş olduğu bazı siteler kadınların birbirlerine yardım etmesini, yabancılaşma duygusunu azaltmayı ve iletişim eksikliğinden kaynaklanan sorunları çözmeyi amaçlıyor. Ayrıca bu konuda yazılmış bazı kitaplar da mevcut. Yeni arkadaşlıklar kurmak için yapılması gerekenler, bitmiş bir dostluğun ardından nasıl davranmalı, ayrılık acısını nasıl atlatmalı ( evet, biten dostluklar da ilişkiler kadar acı verici olabilir) ve nasıl yeni bir başlangıç yapmalı?

1)    Yeni bir şehre taşındım, yeni bir işe başladım, yeni çocuk sahibi oldum ve kendimi bir anda tek kişilik bir yaşamın içinde buldum. Kendime bayat bir sosyal hayat kurup, hiçbir zaman yalnız kalmamaya çalışmak da bana utanç verici geliyor. İnsanlarla iletişim kurmak için nereden başlamalıyım?

İlk olarak, yapılacak en kolay şey, sık gittiğimiz mekanları çoğaltmak ve dolayısıyla oralarda gördüğümüz insan sayısının da artmasına izin vermek – hatta gördüğümüz insanları henüz tanımıyor olsak bile. Başka bir deyişle, yeni komşularınızla tanışın, iş arkadaşlarınızla vakit geçirin, onlara başka annelerle tanışmak istediğinizi söyleyin. Sosyal paylaşım sitelerini kullanıyorsanız, arkadaşlarınıza yeni taşındığınız şehirde tanıdıkları olup olmadığını sorun, varsa sizi tanıştırmalarınız rica edin. Birden yeni ortamlara girmek yerine, hali hazırda vakit geçirdiğiniz, ilişkide olduğunuz insanlarla ilgilenmenin avantajı, az da olsa bir ortak paylaşımın, yakınlığın olduğu ilişkilerin daha hızlı gelişmesidir. Örneğin, iş yerinizde rastgele bir çalışanın yanına gidip öğle yemeğine davet etmek sosyal olarak çok uygun bir davranış olmaz. Bu yüzden bir çeşit ortaklığınızın olduğu insanlarla –aynı yerde yaşadığınız komşunuz, yeni anne olmuş biri ya da aynı yerde çalıştığınız bir  iş arkadaşınız- iletişim kurmak her zaman daha kolaydır.

2)    İş yoğunluğum beni eski arkadaşlarımla vakit geçirmekten ve yeni arkadaşlar edinmekten alıkoyuyor. Yeni arkadaşlar edinmeyi önceliklerimin başına koymalı mıyım, eğer öyleyse bunu nasıl yapabilirim?

Buradaki soru, ne kadar arkadaşınız olduğu değil, olan arkadaşlarınızın desteğinin size yetip yetmediği. Birçok farklı arkadaşlık tipi var, çoğumuzun sahip olduğu ya da sahip olmak istediği. Yapmamız gereken, farklı arkadaşlarımızın hayatımızda farklı rolleri olmasını sağlamak. Çoğumuz bir ton insan tanıyor ve hepsiyle iletişim halinde olamamaktan ötürü suçlu hissediyoruz. Ama aslında yakın hissettiğimiz, birçok şeyimi paylaştığımız küçük bir dostluk çemberi çok daha sağlıklı. Yakınlık ve güven duyulan küçük bir arkadaş grubu içinde olmanın ömrü uzattığı, stresi azalttığı ve daha mutlu bir hayat vaat ettiği kanıtlanmış bir gerçek. Eğer zamanım varsa sahip olmak iyi olur, dediğiniz değil; yakınlık ve güven duyacağınız, beraber olmaktan mutlu olacağınız insanlar kazanmayı önceliğiniz haline getirin.

3)    Ne zaman yeni bir dostluk kurmaya yeltensem, bana söylediklerimin kulağa ne kadar aptalca geldiğini ya da kimsenin yeni dostluklar için vakti olmadığını söyleyen iç sesime engel olamıyorum. Reddedilme korkumu nasıl yenebilirim?

İnsanların en büyük korkusu reddedilmektir ve deneyip de o reddetme kelimelerini duyduğumuzda bu korku zirveye çıkmış olur. Kendimizi hassas hatta bazen aciz hissederiz. Ama bununla ilgili üç tane gerçek var: 1) Hemen hemen herkes hayatında daha anlamlı bir sevgi ve bağlılık arar. Bu bir anlamda, arkadaşlara duyulan  platonik bir samimiyettir. 2) Hemen hemen herkes, bir dostluğun başlangıç sürecindeki garip anlardan, belirsiz duygulardan, konuşmak, karşıdakini tanımak ve kendimizi tanıtmak için sarf edilen büyük çabadan nefret eder. 3) Son olarak, daha yakın ve derin bir dostluk kurmak için tek yol, en başta o çok da iyi tanımadığımız hatta bizim için tamamen yabancı olan insanlarla bütün o sancılı süreci geçmektir. Bütün ilişkiler, bir ilkle başlar, mesela daha önce beraber dans etmemiş iki kişinin dans etmesiyle. Yani, bir tür güvensizlik hissiyle başlar. Bu konuda yalnız değilsiniz, en sosyal, en güzel, en özgüvenli ve başarılı insan bile içindeki o, ona yeterli olmadığını söyleyen sesi susturamaz. Hepimiz nihai amacımızı düşünür, yaşadığımız kendimizi kötü hissettiren,  tuhaf anları göz ardı ederiz. Başka bir deyişle, bizi korkutan, içimizdeki o sesi bastırmaya çalışırız ve bu normaldir. Çünkü bir şekilde korkumuzu azaltacak, bize güvende hissettirecek, hassasiyet ve kırılganlığımızı geçirecek bazı yöntemler geliştirmemiz gerekir. Ama o güvensizlik hissi tam olarak geçmez. Bu his herkeste vardır, sadece sizde değil.

İlkyaz KAYA- Bilkent Üniversitesi Psikoloji

BU YAZILARA DA GÖZ ATABİLİRSİNİZ

Yorumunuzu Bekliyoruz !