Buradasın Ankara Psikolog » Çocuk Psikolojisi » Çocuğunuz Öfke Krizi Yaşadığında Onu Sakinleştirecek 10 Yöntem

Çocuğunuz Öfke Krizi Yaşadığında Onu Sakinleştirecek 10 Yöntem

Yazar: Ankara Psikolog

Çocuklar genellikle istediği bir şey gerçekleşmediğinde sinir krizlerine girerler. Sokak ortasında, markette veya bir toplu taşıma aracı içerisinde çok büyük acı çekiyormuşçasına ağlamaya ve bağırmaya başlarlar. Özellikle 1 ve 4 yaş arasındaki çocuklarda, sorunlarla başa çıkma becerileri yeterince gelişmediğinden bu tip durumlar oldukça sık görülür. Anne babalar ise bu durumun nasıl üstesinden geleceklerini bilmediklerinden kendileri de yıpranırlar.

İşte size çocuğunuzu ağlayıp bağırmaya başladığında sakinleştirmenin 10 yolu:

Onu yok sayın.

1

Birisi boğulurken ona yüzmeyi öğretemezsiniz. Benzer şekilde çocuğunuz sinir krizi içerisindeyken de ona sakin olmasını söylemenin bir anlamı yoktur. Sizin onunla konuşmaya çalışmanız, bağırmanız durumu daha da kötüleştirebilir. Bu yüzden bağırmasının bitmesini bekleyin ve bu süre içerisinde onu görmezden gelin. Sakinleşince konuşmayı deneyebilirsiniz.

Çocuğunuzu serbest bırakın.

2

Çoğu zaman ailelerin aşırı baskılayıcı ve kısıtlayıcı tutumları da çocukların öfke patlamaları yaşamalarına sebep olabilir. Bu yüzden çocukları biraz özgür bırakmak sizin işinizi kolaylaştırır.

Seçenekler üretin.

3

Örneğin, sağlıksız bir şekerleme için bağırmaya ağlamaya başlayan çocuğunuzu sakinleştirebilmek için ona alternatif ürünler sunabilirsiniz. Bu bir meyve ya da istediğine benzer ama daha sağlıklı bir ürün olabilir.

Vurmadan disiplin edin.

4

Çocuklar bu tip zamanlarda sizin sınırlarınızı zorlasa da sakın aklınızdan ona vurmayı geçirmeyin. Belirli cezalar ya da ödüllendirmeleri deneyin.

Onu neyin üzdüğünü anlamaya çalışın.

5

Çocukların kelime dağarcığı az olduğundan bazen istedikleri şeyleri tam olarak ifade edemeyebilirler. Böyle durumlarda ona sakin bir ses tonuyla sorular sorarak, gerçekte ne istediğini anlamaya çalışın.

Sarılın.

6

Onlar bağırıp ağlarken belki de yapmak istediğiniz son şey gidip onlara sarılmaktır. Ama sarılmak ona güvende olduğunu hissettirecektir ve duygularının sakinleşmesini sağlayacaktır.

Ufak yiyecekler verin veya kucağınıza alın.

7

Bazen çocuğunuz aç olduğundan ya da yorgun olduğundan böyle krizler geçiriyor olabilir. Yanınızda sağlıklı ufak atıştırmalıkların olması veya bir yerde otururken onu kucağınıza alıp dinlendirmeniz çocuğunuzu sakinleştirecektir.

Ödüller verin.

8

Çocuğunuza sakinleştiğinde nasıl davrandığınız, sonraki sinir krizlerinin üstesinden gelmenize yardımcı olur. Sakinleştiğinden ötürü akşam bilgisayar oynamasına izin vermek veya sevdiği bir yiyeceği almak, ona sakinleşmesinin doğru bir davranış olduğunu hatırlatır.

Oradan çıkın.

9

Eğer çocuğunuz market içerisinde birden kriz geçirmeye, bağırıp çağırmaya başladıysa onu kucağınıza alın ve o bölgeyi terk edin. Böylelikle o istediği şeyi sürekli görmemiş olacak ve dikkati dağılacaktır.

Sakin bir ses tonuyla konuşun.

10

Çocuğunuza bağırmak hiçbir şeyi değiştirmez. Onunla iletişime geçmek için onun hizasına gelecek şekilde eğilin, gözlerine bakın ve söyleyeceklerinizi tane tane ve yumuşak bir ses tonuyla ona söyleyin.

Kaynak: http://www.parents.com/toddlers-preschoolers/discipline/tantrum/tame-your-kids-tantrums/

BU YAZILARA DA GÖZ ATABİLİRSİNİZ

0 Yorum

Sevda Tazeoğlu Yıldız 03 Aralık 2015 - 22:54

Sevgili site yöneticisi;
Çocuklar üzerinde öfke kontrolü sağlamaya yönlendiren bir yazı yazmışsınız; ancak bana göre birçok eksikle dolu ve sadece on maddeden oluşuyor yazınız.
Birinci maddede öfke krizine giren bir çocuğun bağırmasına, yani öfkesini dışavurumuna karşı “onu yok saymamız” gerektiğini söylüyorsunuz. Bu bilgiyi hangi kaynağa dayanarak yazdığınızı merak ediyorum; zira bir uzman psikolog olarak hiçbir çocuğun duygu dışavurumunu görmezden gelmenin uygun bir yöntem olduğunu okumadım. Gözden kaçırmış olabilirim; ancak okumadım. Görmezden gelme iyi bir yöntemdir; ancak davranış bozukluklarında işe yarar ve “bağırmak, ağlamak” nedeni olmaksızın alışkanlık haline geldiğinde bir davranış problemi olarak ele alınır. Oysa bağıran ve ağlayan, öfkelenen bir çocuğun derdi zaten anlaşılmamakken, bir de onu yok saydığımızda çocuğu nasıl etkileyeceğimizi tekrar düşünmemizde fayda var.
Çocuğu “biraz” özgür bırakmaktan kastınızın ne olduğunu açıklamanız gerektiğine inanıyorum. Çünkü aslında ailelerimizin ihtiyacı olan o “biraz” deyiminin altında yatan davranışlar. Altı yaşında bir çocuğun özgür bırakılmasının sınırları nelerdir? Bence bunun sınırlarının çizilmesi, on maddeden çok daha faydalı bir girişim olacaktır. Benzer sorununuz “belirli cezalar ya da ödüller” kavramında da var. Ben okuduğumdan pek bir şey edinemiyorum, hitap ettiğiniz ebeveyn okuyucu kesimi adına da söz söyleyebileceğime inanıyorum. Olaya aileler için “pragmatik” gözle bakmak gerekiyor.
Yazınızda en yürekten katıldığım madde, aileleri çocukları neyin üzdüğünü anlamaya çalışmalarına teşvik etmeniz. Kesinlikle, doğru bir başlangıç olacaktır.
Bu arada, ağlayıp bağırırken bir çocuğa sarılmanın doğruluğu da tartışılması gereken bir konu. Böyle bir tavsiye hiçbir danışanıma verdiğimi hatırlamıyorum; zira bağıran ve öfkesini yanlış yaşayan bir çocuğa aslında yaptığı şeyin doğru olduğunu da hissettirebilecek bir davranış olabilecektir bu. “Ailem bana her bağırdığımda ve ağladığımda sarılıyor, o zaman doğru yoldayım demektir.” bilincini hangi aile çocuğunda oluşturmak ister ki? Sarılmanın duygular ve çocuklar üzerindeki gücüne saygım sonsuz; ancak ifade ettiğiniz bilgiyi hangi kaynaktan edindiğinizi paylaşırsanız biraz daha derinlemesine üzerinde durabilirim.
Bir diğer çok yanlış bulduğum maddeniz, “Oradan çıkın.”. Anladığım kadarıyla çocuklarda dikkat dağıtma yönteminin gücünü aktarmaya çalışıyorsunuz; ancak markette ağlamaya başlayan bir çocuğu “kucağa alarak o bölgeyi terk etme” yoluyla olmayacağını şiddetle savunabilirim. Çünkü eğer bunu yaparsanız, çocuğunuzun dikkatini dağıtmaz, onun isteklerinin hiçbir değeri olmadığını vurgularsınız. Ayrıca onu tüm duygularıyla “paketleyip” kolunuzun altına koymuş olursunuz. Bir yetişkin olarak düşünün; bir şeyi isterken ağlıyorsanız yol ortasında, sizi elinizden tutup sürükleyen bir sevgiliyle ne kadar sağlıklı bir ilişki yaşayabilirsiniz ki? Çocukları da duyguları ve duygu dışavurumları açısından doğru değerlendirmekte, onları paket gibi istediğimiz yere taşımamakta her zaman fayda var, bundan emin olabilirsiniz. Ek olarak, aktuelegitim.com da maddelerinizi alıntılamış; ancak bu maddenin altında başka bir maddenin içeriğini sunmuş, benden söylemesi. Zaten beni de sitenize yönlendiren bu madde olmuştu.
On maddelik metninizden daha uzun bir yazı olmaya aday yorumum. Ancak önemli olanın bir şeyleri on maddeye sığdırmaya çalışmak değil; tek maddelik bir bilgi bile olsa doğru noktaları vurgulamak olduğuna inanıyorum. Bu nedenle bu metni oluşturduğunuz bilimsel kaynaklarınız varsa, lütfen bana iletin. Ancak bilimsel bir kaynağa dayanmıyorsa, lütfen yazınızda bunu belirtin ki, ailelerle yalnızca deneyimlerinizi paylaşıyorsanız, ya da yalnızca bir kişinin görüşüyse, buna göre okuyucuları doğru yönlendirebilin.
İyi çalışmalar, keyifli paylaşımlar.
Sevda TAZEOĞLU YILDIZ- Eğitsel Psikolog

Cevapla

Yorumunuzu Bekliyoruz !