Kaygıyı yönlendirme konusunda sanat terapisinin çok işe yaradığı bilinen bir gerçek. Kronik ya da dönemlik fark etmeksizin hepsinde bu terapi çeşidi etkili oluyor. Sanat terapisinin en büyük yararı sinir sistemini sakinleştirmesi. Çünkü yaratmaya odaklandıkça dikkatimiz bizi rahatsız eden şeylerden uzaklaşıyor. Böylelikle beynimizde duygularımıza, düşüncelerimize, empatiye ve tutkuya daha fazla yer açılıyor.
Sanat terapisi ayrıca kendimizi sözel olmayan yollarla ifade etmemize izin veriyor. Böylelikle bir durum üzerindeki hislerimizin görsel bir şekilde canlanmasına tanıklık ediyoruz. Bu olaylara farklı açılardan bakmamızı sağlıyor.
Ayrıca, yaratıcılık süreci bizim en derin hislerimizle bir bağlantı kurmamıza olanak tanıyor.
İşte kaygıyla başa çıkmanız için kullanabileceğiniz sanat terapisi teknikleri:
Bu teknikleri genellikle kaygılı olduğunuz durumlarda uygulayın.
Birincisi, işinize yarayacak şu malzemeleri edinin. Herhangi boyda bir boş sayfa, çizim için renkli boyalar, bant ve sevdiğiniz herhangi bir nesne. Kağıdı yüzünüze bantlayın ve gözlerinizi kapayın. Kendinizi dinleyin, kaygının sizi nasıl hissettirdiğini düşünün. Vücudunuzun neresinde kaygıyı hissediyorsunuz ve onun bir kaygı olduğunu nasıl anlıyorsunuz?
Sonra, gözlerinizi açın ve bir kalem veya pastel bir boya alın. Gözlerinizi tekrar kapayın ve kaleminizi kağıttan hiç kaldırmadan çizgiler çizin. Bu çizgileri çizenin kaygınız olduğunu düşünün. Kaygının bitti dediğini hissettiğiniz çizimi bırakabilirsiniz.
Eğer zihniniz kontrolü ele almaya çalışıyorsa sık kullanmadığınız diğer elinizi kullanmayı deneyin. Sayfanın diğer tarafını çevirin ve şimdi çizgilerin nasıl göründüğüne bakın. Size hiçbir anlamı yok gibi gelse de bunu düşünmeden yapmaya devam edin. İşe yarayacağını göreceksiniz.
Diğer kalemleri ve boyaları kullanarak kendinize 5 dakikalık serbest bir çizim süresi ayırın.
Kaygı Neye Benziyor?
Bu alıştırma için herhangi bir sanat ürününü kullanabilirsiniz, isterseniz çizim yapın, isterseniz kolaj. Ama bunları yaparken şu soruların üzerinde düşünün:
- Eğer kaygı bir vücuda ve kişiliğe sahip olsaydı bu neye benzerdi? Nasıl konuşurdu? Ne söylerdi? Neleri önemserdi?
- Sizin vücudunuz ve hayatınız kaygı altında neye benziyor? Eğer kaygınız olmasaydı neye benzerdi?
Bazen kaygı en büyük düşmanmış gibi görülebilir. Çünkü kaygı çoğu zaman rahatsız edici ve bezdiricidir. Üstelik bize bazen hiç yapmak istemediğimiz şeyleri yaptırıyor olabilir. Sanat terapisi ise kaygıyı ve onun dinamiklerini anlama konusunda yardımcı oluyor. Huzura erişmemiz için insanlara bir kapı açıyor ve kaygının üzerinden gelme konusunda farklı yöntemleri öneriyor.