Buradasın Ankara Psikolog » Çocuk Psikolojisi » Otoriter-Baskıcı Ana Baba Tutumları

Otoriter-Baskıcı Ana Baba Tutumları

Yazar: Ankara Psikolog

Anne-baba tutumu konusu ele alındığında, anne babanın çocuğa gösterdiği sevgi kadar, çocuğun davranışlarına uyguladıkları denetim ve disiplinin niteliğini de göz önüne almak önem kazanmaktadır. Otoriter ana babalık etme, çocuklarla tartışmadan, anlaşmadan, bir anlamda pazarlık etmeden, onların istediklerini hiçbir şekilde kabul etmeksizin ana babalar tarafından kararlaştırılan kural ve emirlerin çok sıkı uygulanmasıdır.

Bazı ana-babalar çocuklarından yaş ve kapasitelerinin üstünde beklentilerde bulunmaktadır. Bu maskelenmemiş red olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu tutum içinde olan anne-babalar çocuklarından kusursuz olmalarını beklemekte, okul hayatında üstün başarı beklentisinde bulunmaktadır. Bu tür çocuklar, belirli bir başarı düzeyine sahip olsalar da anne-babaların beklentisi bunun çok üstünde olduğundan, beklenen davranışları gerçekleştirmemekle ve sonuçta kendilerine olan güveni azalmakta ve kendi gözlerinde değersizleşmekte, girişim ve çaba güçlerini yitirmektedirler.

Baskıcı ve itaat odaklı bu tür ebeveyn tutumunda, ana-babanın, kısıtlayıcı ve cezalandırıcı bir yol izlediği, çocuklarını kendi kurallarına uymaları ve saygılı olmaları konusunda uyardıkları görülür. Bu tutum, yetersiz sosyal gelişimin nedenidir. Böyle bir ortamda tartışmaya yer yoktur. Ana-baba düşüncesini, “Bunu sadece benim söylediğim şekilde yapacaksın, o kadar. Ben anneyim / babayım, sen ise çocuksun” cümlesiyle sınırlar ve istediklerinin yapılması için çocuğu zorlar. Çocuğun istek ve gereksinimlerini dikkate almaz.

“Otoriter” aileler, genel nitelikleri yönünden;

a) Çocukların mutlak itaat etmesini, istek ve emirlerini tartışmasız yerine getirmesini beklerler

b) Çocukları ile olan ilişkilerinde candan, samimi davranmak istemezler, sorunları çocukların gözü ile değil, kendi değer yargıları açısından değerlendirme eğilimi gösterirler, çocukları ile ilişkilerinde mesafe olsun isterler.

c) Çocukları hakkında alınacak kararları çocuğa çok fazla söz hakkı tanımadan kendileri alırlar. Çocukların ihtiyaçlarını, beğenilerini dikkate almazlar, çocuklarına serbestçe tercih hakkı tanımazlar, kararları kendileri verirler.

Otoriter anne babalar, çocuğa sert, soğuk ve kesin bir tavırla yaklaşırlar. Çocuğa karşı hissettikleri sevgilerini, çocuk kendilerinin istediği gibi davrandığı zaman gösterirler. Çocukları ile etkileşimleri oldukça yetersiz ve serttir. Çocuğun duygularını, düşüncelerini ifade etmesine imkan vermezler. Çocuğu koymuş oldukları çok sayıda katı kurala uymaları için zorlarlar. Eğitimde sık sık cezaya yer verirler.

Çocuğun en ufak yaramazlığı ceza ile sonuçlanır. Bazı anne babalar, çocuğa dayak gibi fiziksel cezalarla, bazıları suçlama, ayıplama, utandırma gibi duygusal cezalarla, bazıları da sevdiği etkinliklerden alıkoyma gibi ayrıcalıklardan yoksunlaştırarak cezalandırır. Otoriter anne baba tutumunda çocuk üzerinde aşırı baskı ve sıkı bir disiplin mevcuttur.

Sağlıksız ailenin en belirgin özelliği soruşturma ve eleştirmelerin üstünde bir otoritenin herkesin yaşamını etkilemesidir. Çoğunlukla bu otorite babadır. Otorite gizli aile kurallarını uygulayan ve pekiştiren kişidir. Otoriteye itaat, hiç itiraz etmeden onun dediğini yapma, bir meziyet olarak gösterilir. Kim otoriteyi memnun ederse o değerlidir.

Kişinin duygu ve düşünceleri otoritenin onayını aldığı sürece değerlidir; otoritenin beğenmediğini algılama, duygu ve düşünceler değersizdir. Bu tür aile ortamında çocuk, kendi düşünce ve duygularına güvenmemeyi öğrenirken büyük meziyetin, otorite olan kişiyi memnun etme, onun beklentileri yönünde algılama, düşünme ve duygularını değiştirme olduğunu anlar. Kendi, içi boş, dıştan denetimli biri olma yoluna girmiştir.

Bu tutumda anne baba katı bir disiplin uyguladığı için çocuk her kurala uymak zorunda bırakılır. Anne ve babadan birisi, ya da her ikisinin baskısı altında olan çocuk, sessiz, uslu, nazik, dürüst ve dikkatli olmasına karşılık, küskün, silik, çekingen, başkalarının etkisinde kolay kalabilen, aşırı hassas bir yapıya sahip olabilir.

“Zor yoluyla denetleme” ve “sevgi esirgeyerek denetleme” boyutlarının egemen olduğu aşırı baskılı ve otoriter aile ortamında, denetlenen çocuk hangi davranışının hangi tepkiyi alacağı hakkında bir fikre sahip değildir. Dolayısıyla, çocuğun kaygılı bir belirsizlik içinde aşırı isyankâr ve aşırı boyun eğici olması mümkündür.

Suçlayan, cezalandıran ve sürekli karışan anne babaların çocuklarının kolayca ağlayan çocuklar olduğu görülür. Baskı altında büyüyen çocuklarda, genellikle isyankar vaziyet alışlarla birlikte, aşağılık duygusu gelişebilir. Böyle bir ortamda yetişen çocuk dıştan denetimli bir kişilik oluşturur.

Bu tutum içinde olan anne babalar çoğu zaman çocukla çatışmaya girerek yüksek düzeyde anksiyete gösteren, başkaları ile başarısız sosyal ilişkiler kuran, birçok kilit alanda sosyal bakımdan gelişmemiş çocukların oluşmasına neden olmaktadır. Çocuğun yaptığı aktivitenin ebeveynlerce çok fazla kontrol edilmesi çocuğun kendisine olan saygısını azaltacağından mutsuz, içe kapanık bir kişilik geliştirmesine neden olabilir. Bu tutum içinde olan çocuklar kuşkucudurlar, atak değildirler. Kendi kendilerine bağımsız davranış sergileyemedikleri için karamsardırlar.

Fiziksel cezalandırmanın genellikle çocuğa davranışı ve yarattığı durum çerçevesinde yani bir neden sonuç ilişkisi kurarak, kanıt göstererek inandırma ve rasyonel tartışma içinde uygulanmadığı dikkate alınırsa cezanın öfke ve kızgınlık duygularıyla bir arada uygulanan, çoğu kez amacını aşan, çocukta öz saygıyı azaltan, benlik kavramını olumsuzlaştıran bir etken olduğu kabul edilir.

Özellikle babaların çocukla sözel iletişim yerine otoriteye ve güç gösterisine dayanan disiplin türünün ve dayağın uygulayıcısı durumunda oldukları görülmektedir. Böylece neden-sonuç ilişkilerini gösteren bir iletişim ortamının olmaması çocukta, davranışları ile aldığı ceza arasında doğrudan bir ilişki kurmak yerine cezaların anne ya da babanın keyfiliğine bağlı olduğu inancını yerleştirerek dışsal denetimliliğe yol açabilmektedir.

Çocukluk döneminde annenin ısrarlı bir tutum benimseyip çocuğunu başkalarıyla kıyaslayarak, onlardan daha başarılı olmaları için zorlaması doğal olarak çocuk üzerinde psikolojik bir baskı doğuracak, bir stres ve kaygı oluşturacaktır. Hele bu baskının otorite figürü, katı ve cezalandırıcı bir tutuma sahip olan baba tarafından gösterilmesi çocuk için daha fazla bir tehdit unsuru olmaktadır. Böylece kendinden bekleneni yerine getirememe, anne-babanın sevgisini kaybetme, onları hayal kırıklığına uğratma kaygısı ya da fiziksel-duygusal ceza korkusu, kısacası bu baskının yaratacağı olumsuz duygular da çocuğun çaresizliği benimsemesine yol açmakta ve dıştan denetimliliğe neden olmaktadır.

Ana babalar her zaman çocukları için gizil modellerdir. Eğer çocuklarını sık sık cezalandırırlarsa çocukların da kendi durumlarına aynı saldırgan yaklaşımı benimsemeleri olasılığı yüksektir.

Sürekli yanlışları vurgulamak yerine, olumlu davranışları da vurgulamak, bunların devamını sağlayacağı gibi, çocuğun anne babaya daha yakın hissetmesine, diğer sözlerini de daha istekli dinlemesine, kendisine olan özgüveninin sarsılmayıp gelişmesine neden olmaktadır. Sadece olumsuz davranışlara verilen olumsuz tepkiler, sadece azar, tehdit, ikaz, sürekli nasihat, ceza ve dayağa dayalı bir eğitimde, çocuk siner, kendine güvenini kaybeder, kendini ifade etmesini savunmasını öğrenemez, eziklik içinde asileşir.

Kişilik ve yeteneklerini geliştirme olanakları bulamadığı gibi, sosyal yönden de gelişme kabiliyetinden yoksun kalır, girişimciliğini yitirir. Dayak gibi kötü söz, hakaret gibi küçük düşürücü nitelemeler çocuğun benliğini zedelediği gibi, anne-baba ile çocuk arasına çok büyük mesafeler koyar.

Bu tutumla yetiştirilen çocuk anne-babasının eleştirisini almaktan korkmakta, hareketlerine hep dikkat etmekte, yanlış yapma korkusu fazla olmaktadır. Kendi ihtiyaç ve isteklerine değer verilmediğini hissetmekte ve bunu ifade etme şansı olmamaktadır. Otoriter bir aile ortamında yetiştirilen çocuklarda, anne-babaya sevgisizlik, insanlarla sağlıklı ilişkiler kurmama, kavgacı ve geçimsiz olma, duygularına hakim olamama, alınganlık, birden parlayıverme, güvensizlik, yersiz korku ve kaygılar gibi özelliklere rastlanabilmektedir.

BU YAZILARA DA GÖZ ATABİLİRSİNİZ

23 Yorumlar

Isimsiz 09 Eylül 2016 - 19:16

Peki bu aileye sahip çocuk ne yapmalı

Cevapla
Muhammed ali 22 Eylül 2016 - 21:13

hocam bu aile piskolijisi altında kalan bir çocuk ne yaparsa asosyallikden,çekingenlikden kurtulur cevaplarmısınız ?

Cevapla
Emre 01 Ekim 2016 - 23:33

Bende bunu merak ediyorum, ailemi birebir anlatmışlar nasıl bir yol izlemeliyim 21 yaşındayım

Cevapla
Kübra 01 Aralık 2016 - 21:34

Cok yakından tanığım birinde aynı yaşantı söz konusu peki bu durumda ne yapılmalı ?

Cevapla
Sinem 07 Mayıs 2017 - 13:36

Benim ailem tam da böyle insanlar. Peki bu sorunlardan nasıl kurturum? Neler yapmam gerekir?

Cevapla
Gül 10 Haziran 2017 - 22:40

Benim ailemdem tam böyledirler özellikle annem aşırı baskıcı biri beni evlatlıktan dişliyor sanki onun kızı drğilmişim gibi davranıyor ben bu sorunlarda kurtulur muyum? Geleceğimi nasıl etkiler?

Cevapla
Caydacıra 17 Haziran 2017 - 03:32

Bende böyle bir babanın çocuğuyum.aferdisniz ama geleceğimi sikmiş babam.peki bunun çözümü nedir.

Cevapla
Elif 14 Temmuz 2017 - 00:42

Benim ailemde böyle ,birebir aynısı ,hem annem hem babam ne yapacağımı nasıl davranacagimi bilmiyorum 19 yaşımdayım hep böyle devam mı edecek?

Cevapla
dilekmanik@hotmail.com 30 Temmuz 2017 - 23:13

sevgili gençler

ailelerinizin tutumu hoşgörülemez. Kendisiyle barışık olmayan insanlar çocuklarına karşı yargılıdır ve koşullu sevgi gösterir. Duygusal zorlanmaları, yanlış kararları nedeniyle kariyer ve evlilikleri yolu ile mutluluğu yakalayamayan mükemmeliyetçi anne baba gencin öz saygısını ve mücadeleciliğini kaybetmesine neden olur. İçinizdeki gücü farkedin ve içsesinizdeki olumsuzluklara son verin. Siz evrenin çocuklarısınız. Değerlisiniz. çok değerlisiniz..

Cevapla
harpoon 02 Eylül 2017 - 18:29

Merhaba;

Yaşım 35 evli ve iki çocuk babasıyım, Annem çok baskıcı otoriter, asla bizim düşünce ve görüşlerimize önem vermez kendisi ne derse en doğrusu odur, bu yaşımda sürekli aşağılar iğneleyici laflar söyler, eşimde aynı kafada, kendi şirketim var, bazen intihar etmeyi düşünüyorum çünkü sağa dönsem aynı zihniyet sola dönsem aynı zihniyet.

Saygılarımla

Cevapla
Rumeysa 18 Ekim 2017 - 23:37

Bana otoriter ve rededici anne ve baba tutumlarindan bitane skeç hazirlaya bilirmisiniz ya

Cevapla
Sevgi 21 Ekim 2017 - 14:56

Onun tek başına birşeyler başarabileceğini ona inandırmak gerekiyor

Cevapla
Ayşe 03 Kasım 2017 - 18:12

Benim babam otoriter ne derse itaat etmemizi ister. Böyle çok zor hemen parlar konuşmak mümkün deyil.

Cevapla
Can Bey 29 Kasım 2017 - 18:45

Hocam ben de bu problemi yaşıyorum özellikle son bir yılda . Babamla birbirimize resmen 1 yıldır gülümsemiyoruz. Ailemle sürekli tartışıyoruz . Hep eğlencemizi bozuyorlar . Bunu önlemek için ne yapmalıyım ?

Cevapla
Polat 18 Aralık 2017 - 13:21

İnanın burda anlatılanların hepsi bizim ailede mevcuttur. 21 yasindayim dogdugum gunden bu yana bu eziyeti cekmekteyim bi turlu anlam veremiyodum hayat gercektrn bu sinirlarla mi ibarettir. Neredeyse inaniyordum buna diger aile uyeleri (abla-abilerim) bi sekilde kendilerini otoriteye kabul ettirme yarisi icindedirler ama ben hep bu otoriteye karsi ciktim bu sistem gercekten cok yanlis bir sistem oldugu inancini asla yitiremiyodum ve bugun bombos bir cikmazin icindeyim ne olur birileri yardim etsin bana dayanamiyorum bu baskilara yalvariyorum….

Cevapla
Yolcu 20 Aralık 2017 - 19:02

Küçüklüğümden beri bu sıkıntıları çekiyorum 21 yaşındayım hala ailenin etkisi altındayım yalvarıyorum yardım edin bana çok perişanım nefes alamıyorum artık hayat bana çok dar geliyor ailemden uzaklaşmak istiyorum sürekli beni eleştirmeleri beni çok derinden yaralıyor derdimi anlatamıyorum aile sevgisi ilgisi nedir bilmiyorum bunun üzerine de çok suçlanıyorum hırpalanıyorum karşı koyamıyorum çok güçsüzüm onların dediklerini yapmadığım zaman ölümle cezayla yada seni nüfusumuzdan çıkarırız gibi tehditleri savuruyorlar. birileri yardım etsin ne olur

Cevapla
ezik 07 Ocak 2018 - 01:10

46 yaşımdayım hala aşırı baskı altında yaşamış olmanın ben de yarattığı travmayı atlatamadım

Cevapla
By dertli 10 Ocak 2018 - 23:05

Valla şuan da 18 yaşındayım dünyada tek ben boyleyimdir diye düşünmüştüm ama yanılmışim liseyi disarida okudum ve herzaman baba baskisiyla yasadim dışarıda olmam birşeyi değiştirmedi telefonla yine baskiya devam etti çevremde hiç böyle biri olmadigi için bende kendimi utanç verici duygular içinde yaşadim hıçbirseye izin vermez her şeyi o bilir ona göre ,bende mecbur yapmak istediklerimi gizli şekilde yaptim yurttan kaçtim arkadaşlarla içtik falan sonra bunu yurt müdüründen öğrendi ve daha bu şekilde bir çok olay yasadim sürekli yalan söylemek zorunda kalıyordum neyse lise böyle geçti üniversiteyi lanet olsun ki yaşadığım şehirde kazandim hayatimin en güzel yillarini çok kötü geçiriyorum uzun uzun yazmicam akliniza gelebilecek herşeye karışır bu durum benim gelisimim ve kendime özgüvenim açısından çok mutsuz ediyor hergün çıldırıyorum kendimi asmamak ya da babami öldurmemek için ,öldürürsem bu sefer hapishanelerde cürücem ama hep bu şekilde devam edecekse razıyım çünkü hayattan hiçbir beklentim kalmadı parami kazanicam insallah bir işe girip siktirolup gidicem evden bir daha yüzüne bakanda orospu çocuğu olsun hakkımı helal etmiyorum ona hergün ölsün diye dua ediyorum,bu şekilde çocuğum olursa kendime söz verdim hayatta böyle bir şey yapmicam bu kadarda büyük konuşuyorum…

Cevapla
adsız 23 Ocak 2018 - 01:30

Annemden sevgi yerine baskı görerek büyüdüm. Ama dışa dönük ve sosyal bir insanım. Özgüvenimi dostlarım toparladı hep. Fakat bütün bu yaşadıklarım insanlarla arama duvar örmeme değil de hendek kazmama sebep oldu. Görüyorum , konuşuyorum fakat yakın ilişki beni çok korkutuyor. İlişkileri genelde yüzeysel tutuyorum buna karşı cins de dahil. Hem kendimi koruyup hem de yakın bir ilişki içerisinde nasıl olabilirim? Son birkaç yılım bu soruyu sormakla geçti.

Cevapla
asmin 24 Ocak 2018 - 01:13

19 yaşındayım üniveriste öğrenciyim dedim ki üniye gider rahat ederim o kadar yoruldum ki anlatamam ne zaman annemle telefonda konuşsam illaki ağlıyorum arkadaşlarımın yanında ailenle konuşamıyorum çünkü sürekli bağırıp azarliyo annem benim o kadar üzüldüğümü bilmiyor ama canim yanıyor gerçekten abimle birlik olup sürekli kalbimi kırıyorlar babam in ise bundan haberi yok söylersem evi dağitir evdeki huzur bozulmasın diye diye kendi huzurumun içine ettim ama.artik yoruldum inanın bana yoruldum

Cevapla
Eziklenen ezikli ezik 02 Ağustos 2018 - 08:02

Ailemin radarından 37 yaşında olmama ve evli olmama rağmen çıkamıyorum. Kendimi ezik hissediyorum. Herkesi mutlu etmeye çalıştıkça kendimi boğuyorum, sahte gülüşler atıyorum etrafıma. Onların her istediğini yerine getirmeliyim düşüncelerinden kendimi alamıyorum, zira 2 elim kanda da olsa boktan bir mevzularında bile ailemin yanına koşuyorum, ama onları bir türlü mutlu edemiyorum. Yaşadığım ruhsal durumumu sert imajım altında ve sahte gülüşlerimle gizlemeye çalışıyorum.o kadarki onlara karşı beslediğim duygunun tarifi yok diye düşünüyorum, ne toz kondurabiliyorum ne de tutumlarından haz ediyorum. Hayatta herşeye şüpheciyim, kimseye güvenmem yada çok kolay güvenirim, fikrimin olmadığı durumlarda çok kolay etki altına girerim, inanılmaz uysalımdır, ama bazen dengesiz şekilde yükselebilirim. Yazının son paragrafında özellikle kendimi okudum sanki. Ne yapmam konusunda hiç ama hiç bir fikrim yok. Madalyonun diğer tarafında süper bir eşim ve Harika bir kızım var. Umarım onlara layık olabilirim.

Cevapla
Yeşim 06 Ağustos 2018 - 12:35

Babam asla beni dinlemez çok sık eleştirir ders başarısı ve iş sahibi olmak her şeyin önündedir önemli olduğumuzu kardeşlerimle beni sevdiklerini söylerler bizim benim ve kardeşlerimin duyguları ise tam tersi yoğun bir nefretti onunla konuşmak zordur size istediklerini yapmadan sıcak davranmaz o bizi küçükken daha sık döverdi annem kayıtsızdır ve bizim tarafımızı tutmaz hep babam haklıdır biz kötü çocuklar oluruz bize hiçbir eylence aleti alınmamalı eylence amaçlı bir yere gitmemeliyiz Türkiye de yüzde bire girdim lise sınavında ama film izleyemiyorum telefonla ilgilenmemeliyim sosyallik açısından iyi değilim hep kaygılıyız depresyona girdim kimseyle konuşamıyorum bu konuları babam beni dövüyor demekten utanıyorum hep beni sakinleştirmek için bana sarılmasını istemiştim her şeye rağmen onun ilgisini istiyorum ama o herkesin düşüncesini eleştirir söylediklerime alaya alır güler

Cevapla
Meliha 27 Aralık 2019 - 21:37

Merhaba şu anda 2019 yılının son günlerindeyiz. İlk defa okuyorum bu yazıyı. Daha önce görseydim daha önce yazmak isterdim. Bende baskıcı bir ailede büyüdüm nefes alamıyordum sürekli en yakın çocukluk arkadaşımla kıyaslanıyordum oyun oynamama bile izin verilmiyordu arkadaşlarım oynarken ben eve gelip yemek yapıyordum ama annem her gelişinde beni azarlayıp küçümsüyor hakkımı savununca dayak yiyordum hatta birgün abim o kadar çok dövdü patakladı yoruldu sus diye o sus dedikçe ben hiç susmadım daha beter ağladım üniversiteye giderken bile aynı dayağı yiyordum tabii annem sadece izliyordu. Yapmasaydın abini sinir etmeseydin diyordu. Ben şimdi hala onların yanında yaşıyorum beni dövdükleri için aynı evin içinde set duvar ördüm onlara karşı ne yaşadıysam duygularımı fazlasıyla kontrol ettim hakkımı aramaktan vazgeçmedim onlar ne kadar bağırdılarsa ben o kadar sakin ve kararlıydım şimdi ise evlenmeyi düşünüyorum ve artık onlar beni sindiremedikleri kuklaları olmadığım için beni evde istemiyorlar iyiki de kendimi buldum şimdi kafam rahat çok mutluyum

Cevapla

Yorumunuzu Bekliyoruz !