Uyku Bozuklukları ve Depresyon
Siz yastığa 5 kala uyuyanlardan mısınız? Yoksa uykuya dalmak sizin için bir ‘mesele’ mi? Her gece yatağa girdiğinizde acaba bu gece uyuyabilecek miyim diye düşünüyorsanız, ‘uykusuzluk’ çanları sizin için çalıyor olabilir. Haftada en az 3 gün uykuya dalmakta güçlük çekiyorsanız bu insomni (uykusuzluk hastalığı)’na işaret etmektedir. Araştırmalar Türkiye’de bu rahatsızlığın yaygınlığının %20 civarında olduğunu gösteriyor. Yaşam kalitesini oldukça düşüren uyku bozukluklarını yaşayanların ise çok azı bu durumun farkında. Bunun yanı sıra, uykusuzluk beraberinde başka sıkıntıları da getirebiliyor. Örneğin, uyku bozuklukları ve depresyon çok iyi anlaşan iki arkadaş gibidir. Depresyondaki insanların çoğu aynı zamanda uyku problemleri de yaşarlar. Depresyonun uyku süresini azalttığı ya da çok uyumaya neden olduğu söylenegelir. Kişiden kişiye değişen depresyondaki uyku düzeni %80 oranında uykuya dalmakta ve uykuda kalmakta güçlük olarak, %15 oranında ise aşırı uykululuk hali olarak kendini gösterir. Aslında, uyku ile depresyon arasında bir sebep sonuç ilişkisi olduğunu söyleyebiliriz. Depresyon uyku problemlerine neden olduğu gibi, uyku problemleri de depresyona yol açabilir. Uykusuz başlayan bir günün sizin için ne kadar zor geçtiğini bir düşünün. Bu durumun sürekli hale gelmesi sizi oldukça bitkin, enerjisiz ve aynı zamanda da umutsuz hissettirecektir. Çalışmalar uykusuzluğun bir süre sonra kronik depresyona dönüşme riskinin oldukça yüksek olduğunu gösteriyor.
Uyku bozukluğunun ilaç tedavileri dışında; uyku hijyen eğitimi, uyaran kontrol terapisi, gevşeme, tersine paradoksal niyetlenme, uyku kısıtlaması ve bilişsel-davranışçı terapi ile iyileştirme gibi daha kalıcı çözümleri mevcut. Bu yaklaşımlarla, tahmin ettiğinizden kısa bir süre içinde yatağa 5 kala uyuyanlardan olabilirsiniz.