Ergenlik çağında kızı olan annelerden ‘Ben çocuğumla arkadaş gibiyim’ cümlesini sıkça duyuyoruz. Oysa uzmanlara göre, bu tutum yanlış. Anne ile kızı arasında mutlaka bir sınır olması gerektiğini belirten uzmanlara göre, bu durumda genç kız, ‘her şeyi yapabilirim’ şeklinde yanlış bir düşünceye kapılarak telafisi zor olan hatalı davranışlar sergileyebiliyor.
Uzmanların önerisi şu: Kızınızla ‘arkadaş olmayın’ sadece iyi iletişimi olan anne-kız olmaya çalışın. Ergenlik dönemindeki bir genç kız, annesini sıkıntılarını ve mutluluklarını paylaşacak kadar yakınlık hissedebilir. Fakat burada sınır ihlali yapmamasını ve sizin bazı durumlarda izin veren merci olduğunuzu mutlaka hatırlatmanızda yarar var. Çünkü arkadaş, aynı haklara sahip akran anlamına da geliyor. Ancak bu durum, ilişkide çeşitli riskleri de barındırıyor.
Annelerin bu riskleri göz önüne alarak kızıyla olan ilişkilerini yeniden düzenlemeleri gerektiğini belirten Acıbadem Maslak Hastanesi’nden Çocuk ve Genç Psikiyatristi Dr. Arzu Önal anne-kız arkadaşlığının ne tip sorunlara yol açabileceği konusunda şunları söylüyor:
SINIR TANIMAZ, İSTEDİĞİ HER ŞEYİ YAŞAR!
Arkadaşlık ilişkisi kurmak ergenlik çağındaki genç kızda “Eğer annemle arkadaşsak ben de istediğim saatte eve gelebilirim, istediğim saatte yatabilirim. Ders çalışıp çalışmamaya ben karar verebilirim” gibi ucu açık durumlara neden olabiliyor. Ayrıca, sevgilisi, kıyafeti ya da gitmek istediği yerler konusunda sizi babasına karşı kullanabiliyor. Siz de ilişkinizin bozulmaması için kızınızın suç ortağı noktasına gelebiliyorsunuz.
OTORİTE KURMAYA KALKARSANIZ, SİZİ CEZALANDIRIR
Arkadaş, ‘her davranışı kabul eden’ anlamına geliyor. Bu nedenle arkadaşça yaklaştığınız için yaşadığınız bu sorunlardan sonra otorite kurmaya başladığınızda ise ‘Eskisi gibi davranmazsan ben de seni böyle cezalandırırım’ düşüncesiyle sert tepkiler verebiliyor; bağırabiliyor, kapıları çarpabiliyor eve daha geç saatlerde gelebiliyor, bilgisayarda sabaha kadar oturabiliyor, eşyaları fırlatabiliyor, ender rastlansa da kendi bedenine zarar verebiliyor, hatta intihar girişimlerine bile başvurabiliyor. Bu tür davranışlarla, yine eskisi gibi her istediğini veya yaptığını anlayışla karşılayan ‘arkadaş’ gibi davranmanız için sınırlarınızı zorlamaya başlıyor. İsyankar davranışları ciddi problemleri getirebileceği için bu tür sorun karşısında mutlaka bir uzman yardımı almanız gerekiyor. Peki ama sağlıklı bir anne ilişkisi nasıl olmalı?
DİNLEYİN VE ONU ANLADIĞINIZI İFADE EDİN!
Kızınız size bir şeyler anlattığında onu eleştirmeden dinlemeye özen gösterin. Sözünü bitirmesini bekleyin. Her cümlesine yorum yapmak zorunda hissetmeyin. Bazen sizden cevap beklemeden sadece anlatmak isteyebilir. Onu dinleyerek saygı duyduğunuzu konuşma sırasındaki beden dilinizle ifade edin. “Hı-hı”, “Evet” kelimeleriyle ve kafa sallama gibi beden hareketleriyle onu dinlediğinizi gösteren mimiklerde bulunun.
Yanlış olduğunu düşündüğünüz şeyler varsa yasaklamak ya da ceza vermek yerine neden yanlış olduğunu anlatın. Unutmayın ki o artık küçük bir çocuk değil. Usulünce söylendiğinde söylediklerinizi anlayabilir.
YUMUŞAK GEÇİŞLER YAPIN
Ergenlik kişiliğini bulma sürecidir. Genç kızınız, birçok şeyi denemek ister. Bunlardan bir kısmı da vücuduyla ilgili şeylerdir. Rimel sürmesini istemiyorsanız “ Bir daha sürdüğünü görmeyeceğim!” yerine “Özel günlerde ve hafta sonu bir gün sürersen daha uygun olur, istersen gidip birlikte sana rimel seçebiliriz?” gibi yumuşak geçişler yapın. Ona “Geç kalmayacaksın!” yerine, “Geç kalınca endişeleniyorum” gibi cümleler kurun. İyi bir iletişim kurmayı başarmışsanız, sizi dinleyecektir.
Eğer yine sizi dinlemiyorsa bu kez ‘Peki o zaman rimel sürmeye devam et. Galiba sözümü dinlemediğin sürece harçlığından kesinti yapabilirim’ şeklinde cezalar vermeniz gerekebilir. Bu durumda bir doktordan yardım alınması yanlış bir şeyler yapmanızı engelleyebilir.
HANGİ SORUNA NASIL YAKLAŞMALIYIZ?
DERSLERİNDE SORUN VARSA
Çalışmasına rağmen başarılı olamıyor ve bundan mutsuzluk duyuyorsa, ona yardım edebileceğinizi ama sorunun nerede olduğunu anlamak için çalışma stilini anlatmasını isteyebilirsiniz. Özel öğretmen tutulabileceğini, dershaneye gönderebileceğinizi, ona yardım edebilecek bir abla ya da abiden yardım alabileceğinizi söyleyerek çaresiz olmadığını, onu anlayabileceğinizi ve yardım edebileceğinizi hissettirebilirsiniz. Ancak ders çalışmıyor ve okulla ilgili sorumluluklarını yerine getirmiyorsa, uygun bir dille yerine getirmesi gereken yükümlülüklerini hatırlatmayı da ihmal etmeyin. Sizin de yükümlülüklerinizin olduğunu ve bunun büyümenin bir göstergesi olduğunun altını da çizin.
SOSYAL HAYATINDA SORUN VARSA
Yaşadığı sıkıntılarda kızınızın yanında olun. Arkadaş ilişkilerindeki uyumsuzluklarda, kendi ergenlik deneyimlerinizi de katarak nasıl aşabileceğiyle ilgili ona yardımcı olun. Örneğin, arkadaşının ondan uzaklaştığından yakınıyorsa; ‘benim de bir arkadaşım vardı, üçüncü kişi araya girince benden uzaklaştığını sanmış ve üzülmüştüm. Ama yıllar sonra konuştuğumda aslında böyle bir şey olmadığını öğrendim belki sen de arkadaşının davranışını benim gibi yanlış anlamış olabilirsin’ diyebilirsiniz. Veya, ‘Belki de senin bir hareketinden rahatsız olmuştur. Sen anlat, bu konuda fikir yürütebilirim, ne dersin?’ diyerek bu tür sorunları sadece kendisinin yaşamadığını anlatabilir ve çözüm yolu sunabilirsiniz.
SEVGİLİSİ OLDUĞUNDA…
Sevgilisi olduğunu söylediğinde ona kızmayın, yargılayan cümleler sarf etmeyin ve ilişkiyi yasaklamayın. Eğer bu davranışlarda bulunursanız, güvenini sarsarsınız. Bunun yerine, ‘Tabii ki hoşlandığın özel biri olacaktır. Bizim bilgimiz dahilinde onunla birlikte gezebilirsin’ diyerek ilişkisini yaşamasına imkan tanıyın. Erken yaşta cinsel ilişkiye girmemesi için ruhsal ve fiziksel gelişiminin devam ettiğini belirtin. Hem bedensel hem de ruhsal olarak henüz hazır olmadığı için bu yaşlarda edineceği cinsel deneyimin ona mutluluk yerine hüsran veya sağlık sorunları getirebileceğini de mutlaka anlatın.
HATALI ARKADAŞ SEÇMİŞSE…
Mümkün olduğunca arkadaş seçimine karışmayın, çok yanlış olduğunu düşündüğünüz arkadaşlıklarında fikrinizi yaptırım uygulamadan belirtin. Eğer ‘Bu arkadaşınla görüşmeni istemiyorum’ şeklinde yasaklama getirirseniz, kızınız tam aksine bir tavır sergileyebilir. Bunun yerine ‘galiba arkadaşın ve ailesinin yaşam tarzı bizden farklı, sen ne dersin?’ , ‘Sanki derslerine pek zaman ayırmıyor, sen de öyle düşünmüyor musun? Ya da ‘Aşırı makyaj yapıyor, çevreden kötü bakışlar olabilir, bu ona zarar verebilir. Senin de fikrini alabilir miyim?’ şeklinde sorularla onun da bazı şeylerin farkında olmasını sağlayın.”
1 Yorum
Yazınızı ilgiyle okudum,benim kızım artık ergenlik dönemini bitirdi sayılır,20 yaşında ama hala sosyal anlamda bizim aile kültürümüze ve yaşantımıza zıt arkadaşlıkları var…Bu olayda kızımın saf olmasının ve karşı taraftaki sosyo-kültürel yaşantısı düşük olan arkadaşlarının onunla arkadaş olma konusundaki ısrarcılıkları ve yalana dayalı dostluklarının rolünün büyük olduğuna inanıyorum.Bir de çocukluğu büyük şehirde geçmesine rağmen büyüme dönemlerinde maalesef kırsal sayılabilecek şehirlerdeyiz.
Bense kişilik olarak biraz elitist biri sayılabilirim,ama kültürüm de bunu gerektiriyor.Bu nedenle 7 yıldır yaşadığım bu şehirde cahillerle düşüp kalkmamak uğruna iyice kabuğuma çekildim ve “asosyal” oldum.Kızım da beni asosyal ve arkadaşsız olmakla suçluyor.Benim bu hale gelmem de kendi ailemle,çocukluktaki arkadaş çevremle ve eşimin ailesiyle yaşadığım bir takım sorunların da katkısı oldu ama bunları ona anlatmam zor…Belki sosyal olarak benden daha normal sayılabilir ama benimkisi pek de istemediğim,biraz da sonradan artan bir asosyallik oldu.Ne yapabilirim?Eğer yardımcı olrsnz çok sevnrm.