Toplu taşıma araçlarında herkes tarafından bilinen iki kural vardır: göz teması kurma ve insanlarla konuşma.
Bize sürekli yabancılarla konuşmamız gerektiği tembihlenir. Bazen öyleleri denk gelir ki basit bir merhaba dersiniz, ya size ters ters bakar ya da duymamazlıktan gelir. Böyle durumlarla karşılaşmamak için de kendi yalnızlığımızla kalmayı tercih ederiz.
Yeni yapılan bir araştırmaya, yabancılarla konuşmamayı seçersek, iyi hissetme fırsatını kaçırmış olabiliriz. (Epley & Schroeder, 2014).
9 ayrı çalışma halinde gerçekleştirilen deneyde, araştırmacılar toplu taşıma araçlarında seyahat edenler bazı sorular sordular.
- Normal bir yolculuk mu geçiriyorlar?
- Yabancılarla konuşmaya çalışıyorlar mı?
- Sessiz, tek başlarına mı oturuyorlar?
Yabancılarla konuşmak bize sıkıntılı gibi görünse de araştırmanın sonuçları hiç öyle göstermiyor.
Profesör Nicholas Epley’e göre:
“Yabancılarla bir bağ kurmak arkadaşlarla kurduğumuz bağdan daha farklıdır, uzun dönemli bir fayda beklemeyiz. Fakat katılımcıların ifadelerine göre, toplu taşıma araçlarında yolculuk edenlerin bir yabancıyla konuşmaya başladıklarında, sessiz bir seyahete göre daha keyifli bir yolculuk geçirdiğini görüyoruz.
Elbette olumsuz durumlar da yaşanmıyor değil, fakat bir yabancıyla konuşmak tahmin ettiğimizden çok daha iyi sonuç veriyor.”
Araştırmacılar nihayetinde, sosyal davranışlar sergilemenin hem kişisel olarak hem de toplumsal olarak fayda getirdiği sonucuna ulaşıyor.
Kaynak: http://www.spring.org.uk/2014/07/why-you-should-talk-to-strangers.php